31 Aralık 2012 Pazartesi

2012'YE ELVEDA, 2013' E MERHABA


2012’YE ELVEDA,
2013’E MERHABA!




















KUŞKULUYUM; HER GELEN, ÇOĞU KEZ GİDENİ ARATIYOR.
KORKULUYUM; HER GELEN KENDİNCE KARGAŞA YARATIYOR.
ÜMİTLİYİM; HER GELEN GÜN, GÜNEŞ YENİDEN DOĞUYOR.
İSTEKLİYİM; DÜŞLERİME YAĞMURLAR YAĞIYOR.
2013 ÜLKEME VE TÜM DÜNYAYA AYDINLIK GETİRSİN!
KARANLIĞI KOVSUN, KARANLIK ZİHİNLERİ BİTİRSİN!
SİLAHLAR TÜMDEN SUSSUN, SAVAŞLAR DURSUN!
HAKSIZLIK, ADALETSİZLİK HER YERDE SON BULSUN!
ZAMANI İNSANLAR, GÜZELLİKLER ÜSTÜNE KURSUN!
DÜNYADA HİÇBİR KİMSE AÇ-AÇIK KALMASIN,
HİÇBİR ÇOCUK ÇİÇEK GİBİ SOLMASIN, YOK YERE ÖLMESİN!
OLANCA MUTLULUKLAR YERYÜZÜNE İNSİN,
ÇOCUKLARIN VE BÜYÜKLERİN GÖZYAŞLARI DİNSİN!
İNSANLARIMIZ HEP SEVGİYLE, BARIŞLA MUTLU OLSUN!
DİLERİM Kİ, YENİ YILIMIZ BİZLERE KUTLU OLSUN!
*
Karozan İsmail KARA

12 Aralık 2012 Çarşamba

ENFLASYON


 ENFLASYON
*
Bir araya gelmez halkın yakası,
Başımıza bela oldu enflasyon.
Ne yapsak anlamaz, yoktur şakası,
Aşımıza bela oldu enflasyon.
*
Baş konuğumuzdur gelip oturur,
Arsızca sofrayı siler süpürür,
Daha biz yemeden, yeyip bitirir,
Dişimize bela oldu enflasyon.
*
Onsuz geçirmeyiz hiçbir öğünü,
Sinsice aşırır gizli payını,
Sinir eder bizi gerip yayını,
Döşümüze bela oldu enflasyon.
*
Dostumuzmuş gibi, daim yederiz,
Her nereye gitsek onla gideriz,
Kurtuluruz diye ümit ederiz,
Düşümüze bela oldu enflasyon.
*
Karozan’a ecel teri döktürür,
Ömrünün boyunca çile çektirir,
Gencecik halimde beni çöktürür,
Yaşımıza bela oldu enflasyon.

KAROZAN

7 Aralık 2012 Cuma

PİRZOLA










PİRZOLA

Fakiriz baba biliyorum,

Sinirlenmen boşa...

Yaşamak bizim de hakkımız,

El ne giyerse giysin,

Ne yerse yesin...


Madem dünyaya misafiriz,


Biz de bulduğumuzu giyer


Bulduğumuzu yeriz.


Takım elbise 100 liraymış,


30 liraymış bir kilo et,

Umurumda mı sanki...

Sadece gülmek lâzım buna,


Hem biliyorsun ki,


Her kahkaha 


Bir pirzola...
*
İsmail KARA

5 Aralık 2012 Çarşamba

KALKINIYORUZ


KALKINIYORUZ

Kalkınmak kolay değil,
Sabır ister,
Gün, hafta, ay değil;
Yıllar ister.
Kalkınıyoruz,
Düşünün biraz!..
*
Refah dolduracak içinizi,
Vergi yok, rahat yapın çişinizi,
İşsiz misiniz? Bulun işinizi!
Kalkınıyoruz,
Sıkın dişinizi!
Dayanın biraz!..
*
Gelsin mersedes, gitsin mersedes!
Ona binmelidir herkes,
Yerli araba olur mu?
Pes doğrusu, pes!
Kalkınıyoruz,
Yes, yes!..
İnanın biraz!..
*
Fon üstüne fonlarla,
Kıçı yırtık donlarla,
İthal gelir tonlarla,
Kalkınıyoruz,
Dışa giden milyonlarla,
Anlayın biraz!..
*
Paramız pul olmadı,
Bilmeyen kul kalmadı,
Pahalılık bundan değil,
Vatandaşta pil kalmadı.
Kalkınıyoruz,
Vakit henüz gelmedi,
Katlanın biraz!..
*
Bu ne düzen, bu ne kural?
Kendi yağınla kavrulmak mı var?
Borç insanı kamçılar,
Özen, özen sen de al!
Kalkınıyoruz,
Bu bir masal…
Dinleyin biraz!..
*
İsmail KARA

23 Kasım 2012 Cuma

GERÇEK ÖĞRETMEN


GERÇEK ÖĞRETMEN

Öğretmenliğin ilk şartı,
Sevmektir çocukları...
O çiçekleri,
O tomurcukları...
Çünkü onlar
Sevgiyle büyür,
Sevgiyle gelişir
Büyüklere yetişir.
İşte bu sevgi,
Sizde var.
Hem de bir umman kadar.
Bu nedenle siz 
Gerçek bir öğretmensiniz.
Şartın ikincisi,
Candan sevmeli,
Bu kutsal mesleği.
Varsa bunlardan
Yoksun olan
Onun öğretmenliği
Şakadan...
Siz mesleğine âşık olan
Gerçek bir öğretmensiniz.
Siz her yana ışık saçan,
Dünyayı aydınlatan,
Bambaşka bir nursunuz.
Siz insanlık âleminde
Büyük bir gurursunuz.
24 kasımlar değil,
Bütün günler sizin.
Saygımız sonsuz daima
Bizim.
Unutmayız ölene dek,
Elleri hep öpülecek
Büyük insansınız siz,
Çünkü
Gerçek bir öğretmensiniz. 

İsmail KARA(Karozan)

20 Kasım 2012 Salı

S İ G A R A - Ş i i r

S İ G A R A
*
Ey sigara, sigara!
Ne sanırsın kendini?
Dostuz dedin hep bana,
Anlamadım fendini…
*
Ne renk koydun, ne de ses,
Kalmadı bende nefes…
Pes doğrusu, sana pes!
Taşırdın sen bendini.
*
Ağzım, boğazım kurur,
Öksürük tak tak vurur,
Ciğerimi kavurur,
Perişan ettin beni.
*
Gözümde büyür yokuş,
Kalbimse sıkış, sıkış,
Hastalıkla geçer kış,
Sensin bunun nedeni.
*
Dostluğun olmaz olsun!
Saflığım burda kalsın,
Seni düşmanlar alsın,
Terk ettim artık seni.

*
İsmail KARA

17 Kasım 2012 Cumartesi

BU ÜLKE KİMİN?


BU ÜLKE KİMİN?

-----O.Şaik Gökyay'ı anarken---

Bu ülke hayatın zorlu ağında,
Yaşama savaşı verenlerindir. 
Uzaya gidilen atom çağında,
Yokluk sınırına girenlerindir.
*
Bu savaş yüzünden beli bükülen,
Gelir darlığından bir bir dökülen,
Ayağa kalkıp da yine dikilen,
Şaşkınlık içinde duranlarındır.
*
Aklını fikrini geçime takıp,
Hesabı, kitabı ortaya döküp,
Her gün geleceğe umutla bakıp,
Aylarca hayaller kuranlarındır.
*
İşçi, memur, esnaf, emeklisiyle,
Öğrencileri ve saf köylüsüyle,
Duyuramadığı kısık sesiyle,
Hayata göğsünü gerenlerindir.
*
Zor şartlar altında, çok şey başaran,
Emsali bulunmaz destanlar yazan,
Bunların her biri, birer kahraman,
Ölmeden ölümü görenlerindir.
*
Kara'yım ne desem, bilirim azdır,
Bizler sivrisinek, sesimiz sazdır,
Verdiğimiz oylar kimine kozdur,
Milleti yokuşa sürenlerindir.
-
İsmail KARA  



14 Kasım 2012 Çarşamba

UTANÇ (Türkçe-İngilizce)


SHAME

When cat and dog live friendly in this period of time
Men pick on each other unfortunately
While the centuries and civilization have been improving
It looks like humanity is going to regress...
I'm unhappy truly
In feel too ashamed to cats and dogs...

                                                             Ismail KARA

(Translation: Nilüfer Dursun)


UTANÇ

Kediyle köpeğin dostça yaşadığı günümüzde,
İnsanlar halâ birbirini yemekte…
Asırlar ve medeniyet ilerledikçe,
Galiba insanlık gerilemekte…
Doğrusunu isterseniz, üzgünüm ben;
Utanıyorum kedilerden köpeklerden…
  
                                                             İsmail KARA


26 Ekim 2012 Cuma

Barış Güvercinleri


BARIŞ GÜVERCİNLERİ

Eskisi kadar,
Sevgiyle bakmıyor  gözleri
Köhne dünyanın,
Küstü  insanlara…
Bazen silkeliyor,
Bazen boğuyor bizi sulara…
Hele kuşlar, hele kuşlar..?
Eskisi kadar,
Zevkle uçmuyorlar artık.
Bembeyaz barış güvercinlerinin
Rengi bile soldu.
Eskisi gibi zeytin dalı
Taşınmaz oldu.
İnsanlar yesin diye birbirini,
Mermi taşıyacaklar nerdeyse,
Onlar bile öğrendi bizi…
Gül bahçesi etseydik keşke her yeri,
Gerek var mı birbirimizi yemeye?
Savaşıyoruz canavarlar gibi,
Ne diye..?
Şu çağda, insan mıyız biz?
İnsan değilsek eğer,
Neyiz?..

İsmail KARA (26.10.2012)


14 Ekim 2012 Pazar

Ah Ömrüm


AH ÖMRÜM
*
Yudum yudum götürdüm,
Döke saça bitirdim,
Ve hoyratça yitirdim,
Ömrümü, ah ömrümü!..
*
Yaklaştım şimdi sona,
Acımadım hiç ben ona,
Harcadım sağa sola,
Ömrümü, ah ömrümü!..
*
Kalbim şimdi teklerken,
Malum sonu beklerken,
Düşünürüm artık ben,
Ömrümü, ah ömrümü!..
*
Anladım ancak yeni,
Bilemedim kadrini,
Kullandım deli gibi,
Ömrümü, ah ömrümü!..
*
İsmail KARA

11 Ekim 2012 Perşembe

Yalakalık


YALAKALIK

Duman olur işin senin,
Edemezsen yalakalık.
Küser gider eşin senin,
Edemezsen yalakalık.

Başımızın hep tacıdır,
Çoğu derdin ilacıdır,
Sonra halin pek acıdır,
Edemezsen yalakalık

Sussan boşa,coşsan boşa,
Yalaka ol,güzel yaşa,
Vurma sakın başın taşa,
Edemezsen yalakalık.

Aşık söyler doğru sözü,
Budur aslı, işin özü,
Şişirirler bir gün gözü,
Edemezsen yalakalık.

İsmail KARA

29 Eylül 2012 Cumartesi

Son Perde


SON PERDE

Sen arı gibi dolaş bahçelerde,
Bir çiçek gibi seviş yapraklarla…
Bir böcek gibi gezin topraklarda,
Yiğitlik varmış, güya benim serde.

Ne etsem kopmaz eski fırtınalar,
Sessizlik başlar, susunca bir yerde...
Geçmiştir zaman, kapanmıştır perde,
Boşa üzüntü, boşa yırtınmalar…

Son perdesiydi oynanan oyunun,
Ne yapsam heyhat, beklenmez dönüşü,
Gözümde büyür mumların sönüşü,
Gölgede kaldı bir hayat boyunun…

Ve çiçekler ki , uzaktadır şimdi,
Zamanı hepten geçti bal yapmanın…
Artık dallardan hüzünle kopmanın,
O düşünüşü, tüm ruhuma sindi.
*
İsmail KARA
(12.07.1999)

21 Eylül 2012 Cuma

Bir Ülke Gördüm


BİR  ÜLKE  GÖRDÜM

Bir rüya gördüm de önceki gece,
Kendimi cennette sandım inan ki…
Ortada kalmamış hiçbir bilmece,
Kendimi cennette sandım inan ki…

Gezerken ülkenin her bir yerini,
Çok değişmiş buldum o kaderini…
Birden şaşırarak sordum yerimi,
Kendimi cennette sandım inan ki…

Hapishaneleri bomboş duruyor,
Hakimler, savcılar hep iş arıyor,
Polisleri sorma, sanki uyuyor,
Kendimi cennette sandım inan ki…

Her yer gül bahçesi, şirin mi şirin,
Yollar başka güzel, rahatça gidin!..
Ölmeden dünyada cennetmiş yerim,
Kendimi cennette sandım inan ki…

Bütün insanların gülüyor yüzü,
Sevgiyle bakıyor herkesin gözü,
Kalmamış içimde benim de sızı,
Kendimi cennette sandım inan ki…


Varlıkta, darlıkta olmuşlar eşit,
Ne savaş, ne gazi var ne de şehit…
Hiçbir sorun yokmuş, sorunlar bitmiş,
Kendimi cennette sandım inan ki…

Bir de uyandım ki, rüyadaymışım,
Yine de o malum dünyadaymışım,
Boynumu bükmüşüm, başım eğmişim,
Kendimi yatakta buldum inan ki…

İsmail KARA

17 Eylül 2012 Pazartesi

Bayrağım ve Vatanım

BAYRAĞIM VE VATANIM











Doğdum doğalı hayranı olduğum,
Doyamadığım, hiç kıyamadığım,
İki varlık var canımda bulduğum;
Biri bayrağım, diğeri vatanım.

Bana el veren, kollarıyla saran,
Bir anam gibi şefkatiyle duran,
Bazen ruhumda tarihi haykıran;
Biri bayrağım, diğeri vatanım.

Bugün özgürce göğsümü gerdiğim,
Derin bir aşkla gönlümü verdiğim,
Ta ciğerime, kalbime gömdüğüm,
Biri bayrağım, diğeri vatanım.

Bunun sırrını bilmiyorum niçin?
Akılma gelir, parçalanır içim…
Canım fedadır kardaş onlar için,
Biri bayrağım, diğeri vatanım.

Ay-yıldızıyla birleşmiş yüceden,
Güneşçe doğup, parlamış geceden,
Atalar kanı işlenmiş inceden,
Biri bayrağım, diğeri vatanım.

O kadar sıcak ki onların yüzü,
Allah ebedî ayırmasın bizi…
Bir bütün olmuş kaynaşıp ikisi,
Biri bayrağım, diğeri vatanım.

İsmail KARA


12 Eylül 2012 Çarşamba

Asım Kısbet (1956-10.09.2012)










ASIM'IN ARDINDAN
*
İçin kan ağlasa da gülerdin,
Bence sen zamansız gidiverdin,
Bizleri perişan ediverdin, 
Güle güle, güle güle dostum!
*
Bugün gönlümüz acınla taşar,
İhtiyar dünya sensiz de yaşar,
Seni bırakıp nereye koşar?
Güle güle, güle güle dostum!
*
Bilmem kaç şiirin kaldı yarım,
Yanıtsız şimdi bilirim sorum…
Yaşam ve ölüm bitimsiz forum...
Güle güle, güle güle dostum!
*
İsmail KARA (12.09.2012) 

11 Eylül 2012 Salı

Gerçek Öğretmen

GERÇEK ÖĞRETMEN 

Öğretmenliğin ilk şartı
Sevmektir çocukları...
O çiçekleri,
O tomurcukları...
Çünkü onlar
Sevgiyle büyür,
Sevgiyle gelişir
Büyüklere yetişir.
İşte bu sevgi,
Sizde var.
Hem de bir umman kadar.
Bu nedenle siz 
Gerçek bir öğretmensiniz.
Şartın ikincisi,
Candan sevmeli,
Bu kutsal mesleği.
Varsa bunlardan
Yoksun olan
Onun öğretmenliği
Şakadan...
Siz mesleğine âşık olan
Gerçek bir öğretmensiniz.
Siz her yana ışık saçan,
Dünyayı aydınlatan,
Bambaşka bir nursunuz.
Siz insanlık âleminde
Büyük bir gurursunuz.
24 kasımlar değil,
Bütün günler sizin.
Saygımız sonsuz daima
Bizim.
Unutmayız ölene dek,
Elleri hep öpülecek
Büyük insansınız siz,
Çünkü
Gerçek bir öğretmensiniz. 

İsmail KARA(Karozan)

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Vatan

V A T A N   D E D İ K

Toprağının altında binlerce şehidi yatan,
Üstü bağ, bahçe, gülistan…
Bizlere el veren, kucak açan,
Bu yerlere vatan dedik biz, vatan!..

----Batısında Edirne, doğusunda Ardahan,
----Yeşilin tonlarıyla boydan boya uzanan,
----Cennete eş, cennete adanan
----Bu yerlere vatan dedik biz, vatan!..

Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Akdeniz,
Bu topraklara Anadolu deriz,
Rumeli, İstanbul bir başka gözdemiz,
Bu yerlere vatan dedik biz, vatan!..

----Kurban oluruz bu dağa, şu taşa,
----Yerdeki karıncaya, gökteki kuşa…
----Ecdat kanıyla sulandı baştan başa,
----Bu yerlere vatan dedik biz, vatan!..

Vatanı biz, canımız gibi severiz,
Vatan yurdumuz, vatan evimiz,
Uğruna fedadır her şeyimiz,
Bu yerlere vatan dedik biz, vatan!..  

İsmail KARA (22.08.2912)
  
--

18 Ağustos 2012 Cumartesi

Bayramınız kutlu olsun!


BAYRAMINIZ
KUTLU OLSUN
https://mail.google.com/mail/u/0/images/cleardot.gif
Şu kutsal günlerde,
Tüm Türk ve Müslümanların,
Önce kendileriyle,
Sonra da birbirleriyle barışmada;
Terörden, zulümden, eziyetten,
Adaletsizlik, haksızlık, yolsuzluklardan
Ve de ihanetten,
Özetle her türlü kötülükten  
Uzak,
İnsan sevgisiyle yarışmada;
“Muzaffer”  olmasını,
Dostluğun, sevgi ve saygının
Baş tacı kalmasını;
Savaş denen ilkelliğin,
Son bulmasını
Arzuluyor ve bayramınızı
Bu anlayış ve istekle kutluyor,
Her gününüzün bayram tadında
Geçmesini diliyorum.
İsmail KARA

3 Ağustos 2012 Cuma

Takma Kafanı

TAKMA KAFANI

Şu dünyanın derdi çoktur çekilmez,
Her olur olmaza takma kafanı! ..
Çok şeyden geçilir, candan geçilmez,
Her olur olmaza takma kafanı! ..

Kimi hak yolunda sürer atını,
Kimisi sömürür, kurar tahtını,
Suçlama yoksulum diye bahtını,
Her olur olmaza takma kafanı! ..

Geleyim bir yere dersin gelinmez,
Sebebin sebebi bazen bilinmez,
Üzüntü de gerek, her an gülünmez,
Her olur olmaza takma kafanı! ..

Ellerin varmış da hanı hamamı,
Kül olur bir anda söner dumanı,
Kişinin mezarlık en son mekânı,
Her olur olmaza takma kafanı! ..

Karozan fakirim diye yerinme,
Şımarma zenginim diye gerinme,
Sen neysen öyle ol, sahte görünme,
Her olur olmaza takma kafanı! ..

İsmail Kara

15 Temmuz 2012 Pazar

Bir Yalnızlık Senfonisi

BİR YALNIZLIK SENFONİSİ


Sen hiç yalnızlığı düşündün mü?
Uykusuz soğuk gecelerde,
Karanlığa sarılıp üşüdün mü?

Sen hiç sessizliğin
Korkunç ortasına gömüldün mü ?
Dinledin mi, duydun mu ?
Ölümün çığlığını !

Diken diken oldu mu saçların ?
Kimsesiz odanda,
Aktı mı gözyaşların ?

Sen hiç ürperdin mi ?
Karamsar düşlere,
Tüm ruhunu serdin mi ?
Sabahlara dek
Uykusuzluğun kollarına
Kendini verdin mi ?

Ne bileceksin
Sen sımsıcak yatağında
Mışıl mışıl uyurken,
Ben buz gibi odamda,
Saatlere bakarken,
Hep seni düşündüm..

Yokluğun yüreğimi
Bir daha
Bir daha deldi
Kaldım acılar içinde
Hep aklıma
Ölüm geldi.

Bu gece ben
Yaşamın ötesinde
Buruk acıları
Yudum yudum içerken
Gerildim
Öldüm öldüm dirildim
Alt üst oldu
Bütün sinirlerim
Gün doğarken
Ancak duruldum

Bu gece ben,
Bir seni
Bir de ölümü
Düşünmekten yoruldum…
 Yoruldum, yoruldum…

12 Temmuz 2012 Perşembe

Baba

B A B A

Bayramda gördüm eti,
Geldi yarım kilocuk...
Onu da kaptı kedi,
Görmedi çoluk çocuk.
*
Kuru fasulye, bulgur,
Bıkmadan yaz-kış ye dur,
Yat-kalk rüya gör, düş kur,
Ölmedi çoluk çocuk.
*
Hastalandım, yok ilâç,
Kaldım ellere muhtaç...
Dediler karnımız aç,
Bilmedi çoluk çocuk.
*
Çalıştım, çabaladım,
İstedim, alamadım.
Ben baba olamadım,
Gülmedi çoluk çocuk.
*
İsmail KARA

Bundan Sonra

B U N D A N  S O N R A

Ben sevgi dilencisi değilim ki,
Sevmeyecekmiş beni bundan sonra.
Seviyordum candan ne bileyim ki,
Gülmeyecekmiş bana, bundan sonra.

Ben gibi düşünmüyor, ince ince,
Sevgi dolu yüreğim, gonca gonca,
Barışmak için ne yapsam boş, O’nca,
Gelmeyecekmiş bana bundan sonra.

Sevgiyle geçti inan bunca ömür,
Şu özgür gönlüm dinlemez emir,
Bazısı anlamaz hiç, hatır gönül,
Bilmeyecekmiş O da, bundan sonra.

Küçük bir hatama darılıp küsmüş,
Öfkeden başında dumanlar esmiş,
Artık selamı sabahı da kesmiş,
Dönmeyecekmiş bana bundan sonra.

Karozan kaybetsin dostunu bırak !
Zaten hangi iş de olmuş ki çırak,
Çoktan kırkı geçti, kırdığı bardak,
Görmeyecekmiş beni bundan sonra..

Karozan İsmail KARA

3 Temmuz 2012 Salı

03 Haziran 2012

Y O K  Y O K !

Türk'ün, Türk'ten başka dostu yok!
İnanmayın,
Kanmayın,
Aldanmayın,
Haçlı'nın sözüne!..
Yahudiler şiş batırır senin gözüne,
ABD mi?
Seni kullandıkça güler yüzüne...
Ermeniler etine aş eriyor,
Küresel sermaye,
İşine gelene gaz veriyor.
Arapların varsa yoksa petrolü,
Eline fırsat geçince,
Sana atar ilk golü...
Uyan artık, uyuma!
Başını her yastığa dayama!
Yok, yok, yok,
Türk'ün Türk'ten başka dostu yok!

İsmail KARA

*   
YALAKALIK

Duman olur işin senin,
Edemezsen yalakalık.
Küser gider eşin senin,
Edemezsen yalakalık.

Başımızın hep tacıdır,
Çoğu derdin ilacıdır,
Sonra halin pek acıdır,
Edemezsen yalakalık

Sussan boşa, coşsan boşa,
Yalaka ol,güzel yaşa,
Vurma sakın başın taşa,
Edemezsen yalakalık.

Aşık söyler doğru sözü,
Budur aslı, işin özü,
Şişirirler bir gün gözü,
Edemezsen yalakalık.

İsmail KARA

*
DEDİM-DEDİ

Seni seviyorum dedim,
Beni sevmen boşa, dedi.
Sana tapıyorum dedim,
Ben ki neyim, haşa, dedi.


Gözlerin aya benziyor,
Kaşları yaya benziyor,
İşven ki, tay’a benziyor,
Bak hele şu işe dedi.

Hep benimle olsan dedim,
Yüreğime dolsan dedim,
Senin için ölsem dedim,
Çal baltanı taşa, dedi.

Aşkın bağına girmedim,
Ben muradıma ermedim,
Senin gibi güzel görmedim,
Çekil şurdan, kışa, dedi.

Dedim saçlar tel tel midir?
O yanakların gül müdür?
Söyle; şu garip el midir?
Gelmem öyle tuşa, dedi.

Oturup şöyle dinlensek,
Konuşsak, biraz eğlensek,
Birlikte, hemen evlensek
İşte bu hoş, yaşa dedi.

İsmail KARA

21 Haziran 2012 Perşembe

İZİNDEYİZ ATA’M (!)

Atatürk'ün ardından özellikle siyasî arenaya çıkanlar, sadece "İzindeyiz Ata'm" diye nutuklar atarak; bu milleti kandırdılar. Aslında kimse gerçek anlamda O'nu takip etmedi. Bir şiirimde konuyu dile getirmiştim. Sunuyorum.


İZİNDEYİZ ATA’M (!)

 “İzindeyiz Atam” büyük bir yalan,
 Anlamadım kimmiş, izinde olan?
 Hep söylerler bunu, hiç utanmadan;
 Anlamadım kimmiş, izinde olan?

          Dünyada yerimiz baktık mı nere?
          Böyle mi emretti, Ata bizlere?    
          Yine yaşlar doldu şu gözlerime,
          Anlamadım kimmiş, izinde ol

Yetiştirmedik biz inanlı genci,
Nerededir şimdi o emanetçi?
Yozlaşıp kaybetti eski direnci,
Anlamadım kimmiş, izinde olan?

         Maddeye yenildik, esir edildik,
         Hep pohpoha geldik, vezir edildik,
         Gerçeği görmedik, hasır edildik,
         Anlamadım kimmiş, izinde olan?

Siyaset kirlendi, sular bulandı,
Devlete çeteler hep yuvalandı,
Boynumuza yağlı ipler dolandı,
Anlamadım kimmiş, izinde olan?

         Her gelen cebini doldurur gider,
         Yüklenir yükünü, kaldırır gider,
         Doğru söyleyene saldırır gider,
         Anlamadım kimmiş, izinde olan?

Kişisel çıkarlar hep ön planda,
Ülke çıkarları hep son planda,
Geçer akçe; hatır, rüşvet, avanta…
Anlamadım kimmiş, izinde olan?

         Lâfla yürümüyor peynir gemisi,
         Arıyorum daim, gerçek bir sesi,
         Çıkıp da demiyor asla birisi,
         Anlamadım kimmiş, izinde olan?

Ata demedi ki, hep yerinde say,
İzindeyiz demek oldukça kolay,
Bazıları bence, ediyor alay,
Anlamadım kimmiş, izinde olan?
*
İsmail KARA